Göle Ekonomi
İlçe ekonomisi genelde hayvancılığa dayanmaktadır. İlçe, bölgenin en önemli canlı hayvan yetiştirme merkezlerindendir. Hayvan besiciliği ve mandıracılığı olmak üzere iki kısımda gerçekleştirilmektedir.
Ayrıca hayvancılığın ve tarımın gelişmesi için ilçede “İnekhane”de denilenGöle Tarım İşletmesikurulmuştur. Tarımsal faaliyetlerde arpa, buğday, yulaf, patates ekimi yapılmaktadır.
Büyükbaş hayvancılığın yanı sıra küçükbaş hayvancılık ile tavuk, hindi, kaz, ördek gibi kümes hayvanları da yetiştirilmektedir, ayrıca arıcılık da yapılmaktadır.
Ticaret alanında ise alışveriş merkezleri, bakkal, market, marangoz, tamir atölyeleri,internet cafeler, kahvehaneler ve altısı fabrika düzeyinde sanayi tesisleri olmak üzere onlarca mandıra hizmet vermektedir.
İlçe, hayvancılık ve ormancılıkta bölgesinin merkezi konumundadır.Hayvancılık alanında Tarım İşletmesi,ormancılık alanında ise Orman İşletmesi hizmet vermektedir.
Göle’nin sahip olduğu iktisadi güç, Ardahan da dahil olmak üzere, ile bağlı ilçelerin hepsinden büyüktür.
Bu yönüyle Göle, Ardahan ilinin ticaret merkezidir.
ORGANİK HAYVANCILIK VE TARIM POTANSİYELİ
Önemi giderek artan organik tarım faaliyetleri günümüzde birçok ülkede sürdürülmektedir. Ülkemizde,
organik tarımda bitkisel üretim ön planda olmakla birlikte, talepteki artışa bağlı olarak organik hayvansal
üretimde de önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Bu çalışmada organik hayvancılık konusu Ardahan ili örneğinde
ele alınmıştır. Coğrafi özelliklerinden dolayı geniş ve verimli otlak alanlarına sahip olan ilde sanayi ve tarımsal
faaliyetlerden kaynaklanan çevre kirliği yaşanmadığı için organik hayvancılık açısından oldukça uygun
koşullar bulunmaktadır. Çalışma kapsamında Ardahan ilinin organik hayvancılık potansiyeli SWOT analizi ile
ortaya konmuş ve bu analiz sonuçları göz önünde bulundurularak organik hayvancılığın geliştirilmesine
yönelik öneriler sunulmuştur. Ardahan ilinin organik hayvancılık potansiyeli için yapılan SWOT analizi
sonuçlarına göre güçlü yönler grubunda 10, zayıf yönler grubunda 8, fırsatlar grubunda 7 ve tehditler grubunda
6 olmak üzere toplam 31 faktör belirlenmiştir. Çalışma sonuçları ilde yüksek bir organik hayvancılık
potansiyeli bulunmasına karşın bu faaliyetin günümüzde henüz hayata geçirilemediğini ortaya koymuştur. İlde
organik hayvancılığın gelişimini engelleyen en önemli nedenler uygun barınak koşullarının sağlanamaması ve
yetiştiricilerin bu konudaki bilgi yetersizliğidir. Ardahan’da Türkgözü ve Aktaş sınır kapılarının bulunması ve
organik ürünlere olan talebin sürekli olarak artması organik hayvancılığın gelişmesinde önemli fırsatlar
sunmaktadır. Çiftçilere organik hayvancılık konusunda eğitimlerin verilmesi, barınak koşullarının
iyileştirilmesi, organik hayvancılığa yönelik teşvik ve desteklerin artırılarak devam ettirilmesi gibi önlemlerle
bu faaliyetin geliştirilmesi ve il ekonomisine önemli katkıların sağlanması mümkündür.
Dünyada nüfusun sürekli artması ve gıda yetersizliğinin önemli bir sorun olarak gündeme gelmesi,
buna karşın tarım arazilerini genişletme olanaklarının sınırlı olması birim alandan daha fazla verim
almayı zorunlu kılmıştır. Verimdeki bu artışın sağlanabilmesi için kimyasal madde kullanımı
sürekli olarak artış göstermiştir. Özellikle 1960’lı yıllarda “Yeşil Devrim” adı verilen yoğun
üretim tekniği birim alandan alınan verimde yaklaşık %100 oranında artış sağlamıştır.
Ancak aşırı girdi kullanımı toprak ve su kaynaklarının kirlenmesine neden olarak
yeni sorunlar ortaya çıkarmaya başlamıştır . Konvansiyonel tarım
faaliyetlerinin çevre ve insanlar üzerinde yarattığı bu olumsuz etkiler, özellikle bilinçli
tüketicilerin organik ürünleri tercih etmesine yol açmıştır. Bu amaçla ortaya çıkan organik tarım,
konvansiyonel tarıma bir alternatif olarak kabul edilmiş ve Avrupa birliği ile FAO tarafından
programlarına dahil edilmiştir.
Çalışma alanında iklim koşullarının ve topografik unsurların bitkisel üretimi sınırlandırmasından
dolayı hayvancılık halkın temel geçim kaynağı durumundadır. Çayır ve mera alanları bakımından
oldukça zengin olan ilde, hasattan sonra tahıl üretim alanlarının ve orman arazilerinin bir
bölümünün de mera alanı olarak değerlendirilmesi otlak hayvancılığı potansiyelini iyice
artırmaktadır. Bunun yanı sıra geniş yayla alanlarının bulunması hayvancılık açısından önemli bir
avantaj durumundadır.
Ardahan’da büyükbaş hayvan yetiştiriciliği özel bir öneme sahiptir ve büyükbaş hayvancılık
temelde sığır yetiştiriciliği ile temsil edilmektedir. İlde bölgenin doğal koşullarına uyum sağlayan
yerli ırk hayvanlar önceleri daha fazla tercih edilirken, son yıllarda simental ve montofon melezi
hayvanların sayısı artmaktadır. Otlak alanlarının geniş alanlar kapladığı Merkez ilçe ve Göle’de
büyükbaş hayvan varlığı daha fazla iken, Posof havzasındaki köylerde mera alanlarının
yetersizliğinden dolayı büyükbaş hayvan sayısı daha azdır.
İlde küçükbaş hayvancılık temelde koyun yetiştiriciliği ile temsil edilmektedir. En fazla beslenen
koyun türleri Tuj melezi ve Hemşin melezidir. Yetiştiriciliği yapılan diğer türler ise; morkaraman,
morkaraman melezi, akkaraman, akkaraman melezi, tuj ve hemşindir. Merkez ilçe ve Çıldır
küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin en fazla yapıldığı ilçelerdir. Posof ilçesinde ise engebeli
topografya nedeniyle otlak alanları daraldığı için büyükbaş hayvan yetiştiriciliği gibi küçükbaş
hayvancılık da sınırlı düzeyde kalmıştır.
Ardahan’daki bir diğer önemli hayvancılık kolu arıcılıktır. İl dünyada 4 önemli arı ırkından biri
olan Kafkas Arı ırkına ev sahipliği yapmaktadır. Doğal çevre özelliklerinin ve bitki örtüsünün arı
yetiştiriciliği için oldukça uygun olduğu alanda arıcılıktan beklenen verim halen alınamamaktadır.
Arıcılık özellikle Merkez ilçe ve Posof çevresinde yoğunlaşmıştır
Özellikle kaz yetiştiriciliğinin ön planda olduğu kümes hayvancılığı il genelinde yaygın olarak
sürdürülen bir faaliyettir. Bu durum sahanın doğal çevre özellikleri itibariyle kaz yetiştiriciliğine
uygun olması ve halkın geçmişten günümüze devam eden kültürel alışkanlıklarından
kaynaklanmaktadır. Kaz yetiştiriciliği temelde kışlık et ve yağ üretimini karşılamaya yöneliktir.
Çok büyük bir kısmı ailenin öz tüketiminde kullanılan kazların bir bölümü ise yerel pazarlarda
satılmakta ya da il dışında yaşayan akrabalara, yakınlara hediye olarak gönderilmektedir. Kaz
dışında yetiştiriciliği yapılan diğer kümes hayvanları tavuk, hindi ve ördektir.
Yapılan SWOT analizi sonucunda geniş çayır ve mera alanlarının bulunması organik hayvancılık
için güçlü yönlerden biri olarak belirlenmiştir (Tablo 2). İklim koşullarının etkisiyle ilde gerek
yetiştiriciliği yapılan tarımsal ürün çeşidi gerekse elde edilen ürün miktarı azdır. Ancak bu iklim
koşulları aynı zamanda ilde mera ve otlak alanlarının genişlemesinde rol oynamıştır. Nitekim çayır
ve mera alanlarının %57.5’lik oranla il genel arazi kullanımı içinde çok büyük bir paya sahip
olması da bu durumu kanıtlamaktadır. Bu geniş çayır ve mera alanları organik hayvancılık
açısından büyük bir potansiyel sunmaktadır. Organik hayvancılık faaliyetinde hayvanların
beslenmesinde kaba ve kesif yem kaynakları başta olmak üzere doğal otlak ve meralardan
faydalanmanın önemi bilinmektedir. Yapılan araştırmalar Ardahan ilindeki
meraların bu bakımdan yeterli düzeyde bulunduğunu ortaya koymuştur.
Doğu Anadolu Bölgesi çayır ve meralarının organik hayvancılık
açısından öneminin incelendiği bir çalışmada, Ardahan’ın verimli çayır ve mera alanlarına sahip
olduğu belirtilmiştir.İldeki meraların verim açısından % 43’ünün iyi mera, % 39’unun orta mera, %11’inin çok iyi mera ve %7’sinin ise zayıf
mera olarak tespit edildiği belirtilmiştir.
Diğer taraftan ildeki tarım alanlarının bir bölümünün yılın
belli dönemlerinde otlak olarak kullanılması ve ormanların belirli kısımlarında hayvanların
otlatılması da ilin mera ve otlak kapasitesinin artmasına neden olmaktadır.
Sahada organik hayvancılığın gelişimine katkı sağlayabilecek diğer bir faktör yaylacılıktır.
Gerçekten de ildeki yaylalar çevresindeki geniş otlakları, zengin su kaynakları ve bozulmamış
yapıları ile organik hayvancılık açısından önemli bir değer durumundadır. Köylere göre daha
yüksekte yer alan yaylalara genellikle Mayıs ayı sonlarında çıkılmakta ve Eylül ayı sonlarında
dönülmektedir. Yetiştiriciler yaylalardan bu dönemde hayvanlarının yeşil ot ihtiyacını karşılamak
için faydalanmaktadır.
Ayrıca bu sahalardan hasat edilen kuru otun bir bölümü de kış mevsiminde
hayvanların beslenmelerinde kullanılmaktadır. Dolayısıyla yaylacılığın ilde organik hayvancılığın
başlaması ve gelişmesine önemli katkılar sağlaması mümkündür.
Ardahan’da yem bitkileri üretiminin yaygın olması organik hayvancılık açısından önemli bir
avantaj sunmaktadır. Yem bitkileri içerisinde en fazla üretimi yapılan ürün fiğ olup, onu yonca ve
korunga izlemektedir. Bu ürünler hasat edildikten sonra kurutularak hayvanların ahırlarda
beslendiği dönemde kullanılmaktadır. Yem bitkilerinin yanı sıra üretimi yapılan tahılların da
önemli bir bölümü hayvanların beslenmesinde değerlendirilmektedir. Özellikle kış mevsiminde
arpa bitkisinin hem danesi (kırma şeklinde) hem de samanı hayvanların beslenmesinde
kullanılmaktadır. Buğdayın genellikle samanından yararlanılırken, yulaf erken hasat edildiğinde
kuru ot olarak, olgunlaştıktan sonra hasat edildiğinde ise samana dönüştürülerek kullanılmaktadır.
Diğer taraftan çalışma sahasında gerek tahılların gerekse yem bitkilerinin üretiminde daha çok
doğal gübreden faydalanılması ve kimyasal gübre kullanımının diğer illere göre daha düşük
seviyede olması organik hayvancılık açısından önemli bir üstünlüktür.
Sahip olduğu coğrafi özellikler itibariyle organik arıcılığa son derece uygun olan Ardahan aynı
zamanda Kafkas Arı ırkının gen merkezi durumundadır. Dünyada ekonomik değere sahip 4 önemli
arı ırkından biri olan Kafkas arısı ülkemizde sadece Artvin ve Ardahan illerinde yayılış
göstermektedir ve bundan dolayı bu iki ile farklı sahalardan arı giriş çıkışı yasaklanmıştır. Ardahan
ilinde yaklaşık olarak 1150 bitki türünün bulunduğu ve bunlardan 85’nin endemik olduğu
belirtilmektedir.
Zengin bitki çeşitliliğinden dolayı arıcılık il genelinde yaygın
olarak sürdürülmekle birlikte özellikle Posof çevresi gerek kovan sayısı gerekse bal üretim miktarı
bakımından öne çıkmaktadır. İlde aynı zamanda gezginci arıcılık faaliyeti de mevcuttur. Bu
faaliyet kapsamında arılar kış mevsimini Artvin’in Şavşat ilçesinde geçirirken, bahar ve yaz
mevsimlerinde daha fazla nektar ve polenden yararlanması amacıyla Ardahan’daki nispeten
yüksek alanlarda tutulur. Barındırdığı bitki çeşitliliğine bağlı olarak aroması zengin bal üretimin
yapılabildiği Ardahan’da taklit üretimin önlenebilmesi ve burada üretilen çiçek balının hak ettiği
değeri kazanabilmesi için “Coğrafi Patent” başvurusunda bulunulmuştur.
Organik hayvan yetiştiriciliği için devlet tarafından verilen destekler önemli bir avantaj
durumundadır. Organik hayvancılık destekleri 2014 yılı itibari ile anaç sığır-manda için 150
TL/baş, buzağı için 50 TL/baş, anaç koyun-keçi için 10 TL/baş, arılı kovan için 5 TL/kovan ve
alabalık için 5 TL/kg olarak belirlenmiştir (GTHB, 2016). İlde organik hayvancılığın geliştirilmesi
için bu desteklerin arttırılarak devam ettirilmesi gerekmektedir.
Ardahan Üniversitesi’nin varlığı ilde organik hayvancılık için güçlü yönlerden biri sayılabilir.
Üniversitenin ilgili alanlarında bulunan uzman personeller, özellikle yerel halkın organik
hayvancılık konusunda eğitilmesine katkı sunabilir. Ayrıca üniversite, üretici birlikleri, ilgili kamu
ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği kurularak organik hayvancılığın gelişimi koordine
edilebilir.
Çıldır Gölü ülkemizdeki önemli alabalık üretim alanlarından biridir. Gölün çevresinde kirlilik
yaratabilecek sanayi tesisleri ve büyük yerleşmelerin bulunmaması organik alabalık üretimini
olanaklı kılmaktadır. Su kaynakları bakımından oldukça zengin olan sahada Çıldır Gölü’nün yanı
sıra Aktaş Gölü ve Kura Nehri üzerinde de organik alabalık üretim potansiyeli mevcuttur.
Sahada iş olanaklarının kısıtlı olmasından dolayı işgücü fazlalığı bulunmaktadır. Bu işgücü
fazlalığı organik hayvancılığın geliştirilmesinde avantaja dönüştürülebilir. Organik hayvancılık
sayesinde yerel halkın istihdam olanaklarının ve gelir düzeyinin artması ilden verilen göçü de
azaltabilir.
Ardahan sanayi faaliyetleri açısından ülkemizin en geri kalmış illerinden biridir. Ancak bu durum
ilin organik hayvancılık potansiyeli üzerinde olumlu bir rol oynar. İldeki sanayi tesisleri genellikle
yaz aylarında faaliyet gösteren ve süt ürünleri üretimi yapan küçük imalathaneler şeklindedir. Bu
tesisler çevre kirliliği yaratmadığı için organik hayvancılık üzerinde olumsuz bir etkiye sahip
değildirler.
Çalışma sahasının organik hayvancılık açısından zayıf yönleri incelendiğinde en önemli problemin
barınak koşulları olduğu görülmektedir. Nitekim ilde organik hayvancılık sertifikası
almak için başvuru yapan 950 kişinin 650’si uygun barınak koşullarının sağlayamamalarından
dolayı sertifika alamaması barınakların organik hayvancılık açısından önemini ortaya
koymaktadır. Organik hayvancılık yönetmeliğine göre her bir hayvan türü için farklı barınak
alanlarının bulunması gerekirken, çalışma sahasındaki hayvanların barınaklarda karma bir şekilde
tutulduğu gözlenmiştir. Barınakların özellikle ışık ve havalanma bakımından yetersiz olması ve
aynı zamanda bu kapalı mekânlarda hayvanların sıkışık durumda kalması organik hayvancılık
yönetmeliği açısından büyük bir problemdir. Dolayısıyla barınak koşullarının iyileştirilmesi ilde
organik hayvancılığın gelişmesi için elzem durumdadır.
Ardahan’da hayvancılığın küçük ölçekli aile işletmeleri şeklinde yapılması modern tekniklerin
kullanımını sınırlandırmakta, hayvanlardan istenilen et ve süt verimi alınamamaktadır.
İşletmelerin küçük ölçekli olması ayrıca süt toplama sürecinde aksaklıklara yol açtığı gibi sağlıklı
bir kayıt sisteminin oluşturulması ve istatistiki verilerin temininde de sıkıntıların yaşanmasına
neden olmaktadır. İşletmelerin küçük ölçekli olmasından kaynaklanan problemler Türkiye
genelinde yaşanmakta olup, işletmelerin büyütülmesine yönelik ulusal ölçekli girişim ve teşviklere
ihtiyaç duyulmaktadır.
Çalışma sahasının önemli tüketim merkezlerine uzak olması ilde organik hayvancılığın gelişimini
kısıtlayan faktörlerdendir. Organik ürünler ülkemizde özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi
büyük tüketim merkezlerinde daha çok tüketilmektedir. Ardahan’ın konum itibariyle bu alanlara
uzak olması organik ürünlerin pazarlanması açısından problem oluşturmaktadır. Diğer taraftan
sahada özellikle kış aylarında olumsuz iklim koşullarının etkisi ile ulaşım faaliyetlerinde meydana
gelen aksamalar organik hayvancılık işletmelerine ekstra maliyet getireceğinden üreticiler zor
durumda kalabilmektedir. İklim koşullarının yarattığı olumsuzluk gerek devlet gerekse özel sektör
tarafından yatırımların yapılmasını güçleştirmektedir.
Üreticiler arasındaki örgütlenme ve kooperatifleşmenin az olması da ilin organik hayvancılık
açısından zayıf yönlerinden birini oluşturmaktadır. Sahada birliklerin yetersiz olmasından dolayı
yetiştiriciler üretim aşamasından pazarlama aşamasına kadar birçok sorunla karşı karşıya
kalmaktadır. Organik hayvansal üretimin bölgesel ve ulusal düzeyde yapılabilmesi için kooperatif
sayısının artırılması ve tarımsal örgütlenmenin güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Yetiştiricilerin organik hayvancılık konusundaki bilgi yetersizliği sahada organik hayvancılığın
gelişimi açısından önemli dezavantajlardan birini meydana getirmektedir. Nitekim arazi
çalışmaları sırasında çiftçilerin önemli bir bölümünün mera ve otlak hayvancılığı ile organik
hayvancılığı aynı üretim şekli olarak gördüğü tespit edilmiştir. Kamu kuruluşları tarafından yerel
halkın organik hayvancılık konusunda bilgilendirilmesine yönelik çeşitli girişimlerde bulunmasına
karşın henüz istenen sonuca ulaşılamamıştır.
Hayvan işletmeleri ile ilgili kayıt sisteminin yetersiz ve veri tabanının eksik olması sahada organik
hayvancılığın gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. İşletmelerin mevcut durumunun tam olarak
bilinememesi ve istatistikî verilerin toplanamaması sağlıklı planlamayı güçleştirmektedir. Son
yıllarda Çiftçi Kayıt Sistemi’nin (ÇKS) hizmete girmesiyle kayıt ve veri toplama konusunda
iyileşmeler yaşansa da bu konudaki eksiklikler tamamen ortadan kalkmış değildir.
Göle’de ilçe dışına sevk edilen canlı hayvan sayısının fazla olduğu bilinmektedir. Özellikle 1-3
yaş arası damızlık erkek hayvanlar 3-4 ay meralarda otlatıldıktan sonra il dışına satılmaktadır.
Kaba ve kesif yem kaynaklarının fazla olması, barınakların ve sermaye birikiminin yetersizliği
canlı hayvan satışını tetikleyen unsurlardır. Ayrıca her yıl yaklaşık 13.000-15.000 arasında
büyükbaş hayvan kurbanlık olarak büyük şehirlere gönderilmektedir. Canlı hayvan satışı ilde
organik hayvancılığın gelişmesi ve sürdürülebilmesi için önemli tehditlerdendir.
Çalışma sonuçları Göle ilçesinde yüksek bir organik hayvancılık potansiyeli bulunmasına karşın
bu faaliyetin günümüzde henüz hayata geçirilemediğini ortaya koymuştur. İlçe, organik hayvancılık
yönetmeliğinde belirtilen gerekli koşulların önemli bir bölümünü sağlamasına rağmen, devlet ve
özel sektör tarafından yapılan yatırım eksikliği, halkın yetiştiricilik konusundaki eksik ve yanlış
bilgiye sahip olması gibi nedenlerden dolayı var olan potansiyelini değerlendirememektedir. Var
olan potansiyelden faydalanabilmek için öncelikle Kars ve Ardahan illerinin organik hayvancılık
açısından pilot bölge olarak ilan edilmesi ve üretime başlanması gerekmektedir. Ardahan’ın Göle
ilçesi organik büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde; Göle Çıldır ve Hanak ilçeleri organik küçükbaş
hayvan üretiminde ve Posof ilçesi ise organik bal üretiminde önemli bir potansiyele sahiptir. Temel
geçim kaynağının hayvancılık olduğu Ardahan ilinde, bu faaliyetten elde edilen gelirin artırılması
ve ilin ekonomik gelişiminde uzun vadeli faydalar sağlaması açısından organik hayvancılığın
devreye sokulması son derece önemlidir.